Rahmet Elcisinin Dogumu

Rahmet Elçisinin Doğumu

Muhterem Müslümanlar!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v); Miladi 20 Nisan 571 yılında, Rebiyülevvel ayının 12. günü Pazartesi gecesi Mekke-i Mükerreme’de dünyaya gelmistir.

Onun doğumu, biz insanlar için bir nimet ve bir kurtulus vesilesidir. Peygamberimiz henüz dünyaya gelmeden önce, insanlar değer ölçülerini yitirmis, yollarını sasırmıs, küfür ve sirk, gönülleri karartmıs, haksızlık hayatın bütün alanlarını kusatmıstı.

Sosyal hayat bozulmus, ahlâkî değerler yozlasmıstı. Komsuluk hukuku ihlâl ediliyor,kadınlara insanî muamele yapılmıyor, kadın adeta bir esya olarak görülüyor, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor, zalimler mazlumları eziyor,emeğin hakkı verilmiyordu.İnsanlar yırtıcı hayvanlardan daha vahsi bir hayat sürüyor, güçlü ve zengin insanlar faiz illeti ile insanların ocaklarını söndürüp, yuvalarını yıkıyordu.

İste Sevgili Peygamberimiz, karanlığın böylesine yoğun olduğu bir dönemde dünyayı sereflendiriyordu. Daha Peygamberlikle sereflenmeden “emin” (güvenilen, güven veren) namı ile anılır olmus, genç yasına rağmen Mekke’nin büyük sorunlarında adil bir hakem olma vasfına erismisti.

Peygamberlik vazifesi ile birlikte kararan gönülleri aydınlatıyor; insanlığı yalnızca Allah'a kulluk etmeye, adil olmaya, faiz yememeye, haksızlık yapmamaya, kul hakkı yememeye çağırıyordu.Bu çağrıya kulak verenlere, sözün doğrusunu söylemeyi, emanete riayet etmeyi, akrabalık bağlarını korumayı, komsularla iyi geçinmeyi ve kan dökmekten sakınmayı öğütlüyordu.Zina yapmaktan, yalan söylemekten, yetim malı yemekten, haksız kazanç sağlamaktan, namuslu insanlara iftira etmekten uzak durmayı emrediyor;insanları namaz kılmaya, oruç tutmaya, zekât vermeye, iyilik yapmaya, bireysel ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyordu.Kur’an-ı Kerim, Efendimizi tarif ederken “Onda sizin için güzel bir örnek vardır”1 diyor. Onun için bizler de Sevgili Peygamberimiz gibi; ailemiz,çocuklarımız, komsularımız, akrabalarımız, kısaca tüm insan ve canlılar için iyilik vesilesi olalım.Elimizle, dilimizle, is ve icraatlarımızla çevremize faydalı olup, güven, huzur ve mutluluk kaynağı olalım.

Sonuç olarak, bize düsen ona layık bir ümmet olmak, onun izinden yürümek, Allah’ın rızasını kazanmaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder