Hosgoru Ahlaki

HOŞGÖRÜ AHLAKI[1]
Muhterem Müslümanlar!

İnsan, toplum içinde yaşayan ve birbiriyle devamlı ilişki içerisinde olan bir varlıktır. Dinimiz, birbirinden bağımsız düşünülemeyen insan topluluğunun sevgi, saygı ve hoşgörü ortamında yaşamasını sağlamak ve böylece toplumsal huzuru temin etmek için gerekli tedbirleri almış, bu huzuru zedeleyici davranışlara engel olmuştur.

Hoşgörü; gerektiğinde affetmek, bağışlamasını bilmek, kızdığında öfkeyi yenebilmektir. Her şeyi anlayışla karşılamak, müsamaha göstermektir. Hoşgörü, Allah için sevmek, kötülüğe iyilikle muamele etmek, karşılıksız verebilmektir. Peygamberî uslupla taş atana gül atabilmek, gelmeyene gitmek, aramayanı aramaktır. Hoşgörü; insanlarla iyi ilişki kurabilmenin formülü, toplumsal problemleri çözmenin en etkili yoludur.

Değerli Müminler!

Yüce Rabbimizin en güzel örnek[2] olarak nitelediği ve en yüce bir ahlak üzere gönderdiği[3] Hz. Peygamber (s.a.s), bütün insanlara hoşgörülü olmuş, eline çok imkanlar geçmesine rağmen kendisine yapılan onca haksızlığa ve zulme karşılık vermeyip affederek insanların gönlünü kazanmıştır. Zulmeden müşriklere beddua etmesini isteyenlere “Ben rahmet olarak gönderildim, lanetleyici olarak değil”[4] buyurmuştur. Allahu Teala’nın (cc) ifadesiyle Hz. Muhammed (s.a.s) Allah'tan bir rahmet ile insanlara yumuşak davranmış, kaba ve katı yürekli olmamıştır.[5] Mescidin orta yerinde tuvalet ihtiyacını gideren bedeviye karşı bile göstermiş olduğu hoşgörülü tavır, kendini öldürmek isteyenleri affetmesi, amcası Hz. Hamza’yı hunharca şehid eden Vahşî’yi bağışlaması Hz. Peygamber’in sayısız hoşgörü örneklerinden sadece birkaç tanesidir. Ayrıca Peygamberimiz ırk, renk, dil, cinsiyet farkı gözetmemiş; zengin-fakir tüm inananları kardeşlik bağıyla birbirine bağlayarak tam bir hoşgörü ortamı oluşturmuştur.

Muhterem Müminler!

Dinimizin bu hoşgörü ve kardeşlik anlayışına bugün daha çok ihtiyaç duymaktayız Farklı etnik yapıdaki insanların bir arada yaşadığı günümüz toplumunda, kavga ve kızgınlıkların son bularak birlik ve beraberliğin sağlanması, hoşgörü ve sevgiyle mümkündür Bu sebeple toplumsal hayatta her ortamda, bütün insanlara karşı hoşgörülü olmalıyız. Birbirimizi sevip saymalı, komşu ve arkadaşlarımızla güzel geçinmeliyiz. Kalp kırmayalı kardeşlerim! Yaptığımız hatalarda özür dilemesini bilelim. Bize yapılan hataları affedelim. Dini, rengi, ırkı ve cinsi ne olursa olsun kimseyi hor ve hakir görmeyelim. Kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkasına yapmayalım.

Muhterem Cemaat!

Günümüz problemlerinin, kavga ve ayrımlarının en büyük sebebi sevgi ve hoşgörü eksikliğidir. Çözüm ise Rabbimizin emri gereği öfkeyi yenerek[6] af yolunu tutmaktan,[7] Efendimiz (s.a.s)’ın örnekliğinde olduğu gibi sevgi dolu, hoşgörülü ve merhamet sahibi olmaktan; Yunus Emre’nin deyimiyle “Yaradandan ötürü yaradılanı sevmekten” geçmektedir.

Yeni Hicrî yılımızın hoşgörü ve merhamet dolu geçmesini dileyerek, hayırlar ve bereketler getirmesini Cenabı Hak’tan niyaz ederken, Mevlânânın şu öğütleriyle hutbemi bitiriyorum:

“Sevgide güneş gibi ol,
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
Hataları örtmede gece gibi ol,
Tevâzuda toprak gibi ol,
Öfkede ölü gibi ol,
Her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder