İnsanin Ezeli Düsmani

İNSANIN EZELİ DÜŞMANI

Aziz Müminler!

Allah’a isyanıyla ve yaptığı kötülüklerle herkesin yakından bildiği ve tanıdığı şeytanın insanla olan mücadelesi, insanın yaratılışı ile başlar. Allahu Teâla Hz. Âdem’i (a.s.) yaratmış, sonra ona biçim vererek ruhundan üflemiş ve meleklere onun önünde saygıyla eğilmelerini emretmişti. Bu emre melekler itaat etmiş ancak iblis karşı çıkmıştı. Bunun üzerine Yüce Allah; “Neden emrime uymayıp böyle davrandın” diye sorunca iblis; “Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan” karşılığını vermişti. Allahu Teâla; “Öyle ise in oradan! Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık! Çünkü sen aşağılıklardansın.”1 buyruğuyla itaatsizliğinin cezası olarak iblisi bulunduğu makamdan kovmuştu.

İblis;

“Ya Rabbi, öyle ise varlıkların tekrar dirileceği güne kadar bana mühlet ver.”2 demişti. Bu arada iblis insana karşı kıskançlığını nasıl sergileyeceğini ilan etmekten de geri durmamış ve Kuran’daki ifadesiyle şöyle demişti: “Onları kesinlikle saptıracağım.”3 “Şu benden üstün kıldığına da bir bak! Yemin ederim ki, eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, pek azı dışında onun neslini kendime bağlayacağım.”4

Değerli Kardeşlerim!

Ayet ve hadislerde şeytan, kötülüğün simgesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Kuran’da israf ederek saçıp savurmanın şeytan kardeşliği olarak ifade edilmesi, içki, kumar, putlar ve fal oklarının şeytanın pis işlerinden olarak tanımlanması Allah’a ve ahiret gününe inanmayıp gösteriş için mallarını insanlara verenlerin şeytanın arkadaşı olarak isimlendirilmesi, şeytanın insan hayatındaki rolünü ve simgesel etkisini ifade eder. Hacda şeytan taşlama sünneti de, bir anlamda şeytana karşı girişilen bir savaşı temsil eder.

Hiçbir mümin bu ezeli düşmandan kendisine gelebilecek kötülükler konusunda güvencede değildir. İbni Abbas’tan bize rivayet edilen bir hadisi şerifte

Allah Rasulü (s.a.v.) : “Hiçbiriniz yoktur ki, bir şeytanın tasallutuna maruz kalmamış olsun.” Bunun üzerine ashab; “Buna sen de dâhil misin?” diye sorunca, Peygamberimiz (s.a.v.) “Evet, ama Allah şeytana karşı bana yardım etti. O da bana boyun eğdi.”5 buyurmuştur.

Muhterem Müminler!

Şeytan, özellikle ibadet esnasında verdiği vesveselerle müminlerin Allah’a karşı görevlerini hakkıyla yerine getirmelerine mani olmaya çalışır. Rasulüllah şeytanın bu çabasını, namaz esnasında “Şunu hatırla, bunu hatırla!” diyerek aklında olmayan şeylerle müminin kafasını kurcalaması şeklinde ifade etmiştir. Şeytan bir taraftan verdiği vesveselerle müminin zihnini kurcalayıp ibadetlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesine mani olmaya çalışırken, diğer taraftan da çirkin işleri süsleyip hoş göstererek onu harama yönlendirir, hatta inkâr bataklığına sürükler. Haramları helal, helalleri ise haram göstermek de şeytanın yoldan çıkarma yöntemlerindendir.

Allah'ın insana verdiği akıl, irade ve basireti kullanamayanlar veya kaybedenler, O’nun varlığından, güç ve kudretinden bihaber yaşayanlar, şeytanın ayartması karşısında hiçbir direnç gösteremez ve kolaylıkla onun tahakkümü altına girerek şeytanla birlikte olurlar. Bu durumu Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle haber verir: “Rahman olan Allah’ın zikrinden gafil yaşayana yanından ayrılmayacak bir şeytanı arkadaş veririz”6

Kıymetli Kardeşlerim!

İnsan, ancak imana, irfana ve özüne dönmek suretiyle şeytanın nüfuzundan kurtulabilir. Elbette Yüce Yaratıcının yardımı ve inayeti olmadan bu kurtuluşun gerçekleşmesi mümkün değildir. O halde, şeytanın ve nefsimizin şerrinden Allah’a sığınarak her türlü kötülükten, küfür, şirk ve günahtan uzak duralım. Nas suresini okuyarak şeytanın şerrinden Allah’a sığınalım.

“De ki: Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik'ine, insanların İlah'ına sığınırım.”7

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder